Bu sabah evden çıkmadan önce ‘ne var ne yok?’ diye twitter’a göz atığımda, ‘Trending Topic’in ilk sırasında #turkcell’i gördüm. Acaba ne olmuştu da, Turkcell sabahın köründe ‘trend’ olmuştu. Akşam biraz etken yattığım için geceyarısı neler olduğunu da tam olarak takip edememiştim. #turkcell ‘hashtag’iyle yazılanlara hızlıca bir baktığımda, Turkcell’in karda mahsur kalanlar için büyük bir ‘iyilik’ yaptığını, sabah 07.00’ye kadar konuşmanın bedava olduğundan söz eden ‘tweet’ler gördüm. Yine de durumda bir tuhaflık vardı.
Günün ortalarına doğru Turkcell twitter’da farklı (ve rahatsız edici) kavramlar da dahil trend olmayı, gündeme kalmayı sürdürdü. Görülen o ki, bu durum marka için ‘sosyal medya krizi’ halini almış ve önlenmesi zor bir durum olarak karşımızda duruyordu.
Daha sonra Turkcell’den turkcellmedya.com sitesi üzerinden bir açıklama yapıldı. O açıklama şöyleydi:
“Bugün 02.00-06.00 saatleri arasında sistemlerimizde planlı çalışma gerçekleştirilmiştir.
31.01.2012 tarihinde saat 02.00-06.00 arasında ön ödemeli müşterilerimizin bir kısmı için ücretlendirilme ile ilgili sistemlerimizde planlı çalışma gerçekleştirilmiştir.
Planlı çalışma kapsamındaki müşterilerimize, kesintisiz iletişim kurabilmeleri için çalışma süresince bütün servislerimiz ücretsiz olarak sunulmuştur.
Turkcell İletişim Hizmetleri A.Ş.”
Bu açıklama da, twitter’da #turkcell ‘hashtag’i çerçevesinde dönen ‘tweet’leri, oluşan nahoş durumu anlamak için yeterli değildi. Bu satırların yazıldığı dakikalar itibariyle fırtına dinmiş gözüküyor.
Aldığım bilgiye göre, Turkcell, dün gece ücretlendirme sistemlerinde yapılan teknik çalışma sırasında bilinçli olarak 02.00-06.00 arasında önödemeli abonelerin görüşmelerine karşılık kontör tahsil etmemiş. Haliyle bunu farkeden kullanıcılar bu konuyu twitter’da trende taşımış.
Yazışmalar uzayınca başta da aktardığım gibi, karda mahsur kalanlar düşünülerek bedava görüşme hakkı verildiği dedikodusuna kadar uzamış konu. Sonuçta, Turkcell’in yaptığı ‘iyilik’ karşılığını maalesef bu şekilde karşılığını bulmuş. Bu da sosyal medyanın iki ucu keskin bıçak halini gösteren bir vaka olarak hafızalarımızda yerini alacak.