Türkiye’deki bilişim, internet ve telekom kullanıcılarını temsil eden Tüm İnternet Derneği’nin (TİD) yeni yönetim kurulu, kullanıcıların menfaatlerini ve taleplerini iletmek ve birlikte çalışma yapmak amacıyla başlattıkları koordinasyon toplantıları çerçevesinde, İstanbul İnternet Kafeciler Odası’nı ziyaret etti.
İnternet kafecilerin ve kullanıcıların sıkıntı ve taleplerinin görüşüldüğü toplantı sonrasında açıklama yapan TİD Başkanı Füsun Nebil; “İnternet kafelerin fonksiyonu çok önemli. Eskiden eğitim konusunda “Urfa’da Oxford vardı da, biz mi gitmedik” sözlerine bugün şöyle cevap veriyoruz. “Artık Urfa’da Oxford da var, farkında mısınız?” dedi.
İnternet Kafelerin çok önemli bir fonksiyon üstelendiğini, “sayısal bölünmüşlük” (digital divide) olarak tanımlanan, internet ve bilişim teknolojilerine erişimde zorlanan, ülkenin gelir düzeyi daha düşük kesimlerine büyük bir şans taşıdığını belirten Nebil; “Biz kullanıcılar olarak, internet kafelerin çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle devletin de internet kafelere gereken özeni göstermeleri gerektiğini, kafelere yapılacak desteğin, kullanıcılara destek anlamına geldiğini düşünüyoruz” dedi.
İstanbul Kafeciler Odası Başkanı Metin Baltaoğlu ise, TİD’in kullanıcı sıkıntı ve taleplerini iletme konusundaki ziyaretlerinin kendileri için önemli olduğunu belirtirken, şunları vurguladı: “Milli Eğitim Bakanlığı verilerine göre Şırnak’ta bilgisayar başına 76 öğrenci düşüyor. Böyle bir ortamda bilgisayar eğitiminden bahsedilebilir mi? Genel olarak eğitim kurumlarında internet kullanım oranı %7.2 iken internet kafelerde %18.9. Görülüyor ki İnternet Kafeler sistemin önemli bir açığını kapatıyor. Diğer yandan internet ve bilgisayar erişimi ülkemiz insanının çok büyük çoğunluğu için hala erişilmesi zor veya pahalı hizmet kapsamında. Bu bağlamda kullanıcılar için ne kadar önemli olduğu unutuluyor. Biz, kullanıcıların internetle buluştukları alandaki en önemli arayüzü temsil ediyoruz.”
İnternet kafelerin aynı zamanda birer KOBİ olduğuna ve istihdam yarattığına dikkati çeken Baltaoğlu konuyla ilgili olarak şunları söyledi:
“İnternet kafeler 16 sene boyunca Türkiye’nin bilişim sektörünü her yıl 2-5 milyar dolarlar civarında finanse etti, hala da ediyor. Oluşan katma değer ve istihdam da cabası. Fakat söz konusu internet kafe olduğunda KOBİ kredileri alınamıyor. Oysa internet kafeler bu gün e-devlet sistemlerini kullanan e-milletin eğitilmesinde en önemli etken oldu. Bundan sonrada da aynı etki devam edecek. Hal böyleyken internet kafecilere destek olunmuyor, hatta çoğu zaman köstek olunuyor. İnternet kafeler topluma bu anlamda nefes aldırıyor. Onlar olmasalar ne olacak, farkında mıyız? 2007 yılından önce internet kafe denetim sistemlerinde ve kurallarda akıl almaz zaafiyetler vardı. Bu işin faturası her bakımdan internet kafelere kesildi, kesilmeye de devam ediyor. Aileler özellikle yaşı küçük ve genç kullanıcıları evler de internetle beraber odalarına kapayıp hem tehlikeli, hem de internet bağımlısı olmalarına müsait ve asosyal bir ortamda büyümeye mahkum etti. Bu onlara yapabileceğimiz en büyük kötülüktür. Ülkemize de faturası ağır olur. İnternet kafeler küçük destekler ve alınacak basit tedbirlerle şu anki yapılandan oldukça farlı bir yapıya, “İnternet ve Bilgisayar Eğitim Kültür Merkezleri” haline dönüştürülebilir. Böylelikle akla ve çağımıza uygun alanları en değerli varlıklarımız için ve toplum yararına oluşturmuş oluruz.”
Bu arada ek bir bilgi; 2000 yılında kurulan, Tüm İnternet Derneği, 2010 yılında yeniden yapılandı. Dernek kendisini, “TİD, bilinçli bir bilişim-internet kullanıcı grubunun oluşumunu ve aynı zamanda internet, bilişim ve telekom alanında ülkemize rekabet avantajı yaratacak üreticilerin desteklenmesini hedeflemektedir.” şeklinde tanımlıyor. Daha fazla bilgi için tid.org.tr adresini ziyaret edebilirsiniz.