Tek kutuplu bir dünyada yaşamayı istemiyoruz hiç birimiz. Teknoloji dünyasında da Microsoft merkezli bir tek kutupluluktan kaçış var. Ona karşı en güçlü alternatif konumunda olan Linux, biraz sorunlu da olsa ufuk açıcı. En azından yerli bir işletim sisteminin kapısını bize açabilir.
70’lerin ortalarında Helsinki Üniversitesi’nde istatistik profesörü olan büyükbabası Leo Toerngvist’in eve bir Commodore Vic 20 bilgisayar getirmesiyle bilgisayarla tanışan Linux Torvalds, henüz 12 yaşındayken bilgisayar oyunları yazmaya başlamış. Kendini geliştirerek çok geçmeden bilgisayar dilleri üzerine kitaplar edinen Linus, zamanla bilgisayar ve matematiğe tutkusu derecesinde bağlanmıştı.
Bu zeki öğrenci 21 yaşında Finlandiya’da üniversite okurken yeni bir işletim sistemi geliştirerek, dünyanın bir numaralı yazılım şirketi ve işletim sistemleri alanında bugün neredeyse tekel konumunda olan Microsoft’un sahibi Bill Gates’in rakibi aynı zamanda da korkulu rüyası oldu.
Dünyanın en büyük imecesi
Açık kaynak kodu ve ücretsiz lisansla dağıtılan Linux, zamanla dünyanın imece yöntemiyle geliştirilen en büyük projesi haline geldi. Bu yeni işletim sistemi bugün kişisel bilgisayarlardan devasa sunuculara kadar milyonlarca bilgisayarda sorunsuz çalışıyor.
Linus Torvalds, “Sadece iyi bir alternatif değil, Windows platformunun en güçlü rakibiyiz. Artık kimse kötü ve alternatifsiz yazılımlara mahkum değil” diye konuşuyor.
İşletim sistemi ve ofis yazılımlarında Linux ürünleri kullanılarak yüzde 30’a varan tasarruf sağlanıyor.
Bir çok şirket Linux’u destekliyor
Bugün IBM, HP, Oracle, CA gibi şirketler Linux yazılımlarını destekliyor. Bu destekte maliyet avantajı, yazılımın gerektiği gibi geliştirilebilmesi, esnekliği etken olsa da yazılım alanında Microsoft merkezli tek kutupluluğa doğru gidişin frenlenmesinin de önemli olduğu açık. Torvalds, bu şirketlerin Linux’a yönelimi hakkında, “Kullanıcı tercihi Linux lehine olmaya başlayınca firmaların önünde durmasını bekleyemezsiniz. Rüzgar artık Linux lehine esiyor. Microsoft ayak seslerimizi yakından hissediyor” diye konuşuyor.
Öte yandan bu şirketlerin Linux’a verdiği destekte Linux yazılımının dağıtım ve servis hizmetlerinden pay alma kaygısı da yatıyor.
Linux bedava mı?
Her fırsatta Linux yazılımıyla ilgili ücretsiz bir işletim sistemi olduğu vurgusu yapılır. “Linux free bir yazılımdır” ifadesi bu yazılım konusunda destek veren şirketler tarafından farklı şekillerde yorumlanıyor. Linux desteği veren bası firmalar bu kavramı “Linux ücretsizdir” anlamında değil de, “Linux özgür bir yazılım”dır anlamında kullandıklarını ifade ederek kendilerini savunuyorlar. Oysa sadece Linux yazımının temelinde kullanılan çekirdek (Kernel) bedavadır. Çekirdeğin üzerine ilave edilen yazılım parçacıklarıyla ortaya Red Hat, Suse, Mandrake gibi işletim sistemleri çıkmaktadır. Linux çekirdeği kullanarak bu işletim sistemlerini geliştiren kuruluşlar da bu hizmetleri için doğaldır ki ücret talep etmektedirler. Ücret elde etme, işletim sistemlerinin CD’ler veya internetten dağıtımında alınan bedeller olabildiği gibi, uzun vadeli bakım ve teknik destek anlaşmalarının faturaları şeklinde de olabilmektedir. Hal böyleyken Linux’un ücretsiz olduğu şeklinde kullanıcılara yansıtılması doğru değildir.
Muallakta olan konular
Buraya kadar yazdıklarımızı tekrar gözden geçirirsek, Linux konusunda bazı konuların muallakta olduğu sonucuna varabiliriz. İşte tam bu aşamada Microsoft’un Linux’a eleştirilerini hatırlatmakta yarar var. Microsoft web sitesinde yer alan “Linux’un Ücretsiz Olmadığını Kanıtlayan 10 Neden” başlıklı bir yazı, başta da belirttiğimiz gibi Linux’un ücretsiz olmadığını ve belli şekillerde yine kullanıcının cebinden para çıktığını anlatıyor. Buna ilave olarak da Linux’un “formel bir gelişim süreci”ne dahil olmadığı için güvenilemez bir sistem olduğu ileri sürülüyor. Microsoft, Linus’un Transmeta Corporation adlı şirkette tam gün çalıştığı için yazılıma gereken zamanı ayıramadığını da savunuyor.
‘Linus, Linux’un katili mi?’
Microsoft, kendi savını desteklemek için TechWeb’de 26 Ocak 2001 tarihinde yayınlanan “Is Linus Killing Linux?” (Linus, Linux’u öldürüyor mu?) başlıklı yazıyı hatırlatıyor. Sözkonusu yazıda, Linux dünyasının tüm sorumluluğunun Linus Torvalds’a ait olduğu açıklanıyor. Torvald’ın Linux için formel bir sorumlu olamadığı ele alınan yazıda, Transmeta Corporation’da tam gün çalışan Torvald’ın açık kaynak çalışmalarının dışındaki konularla ilgilenmek zorunda kaldığı ifade ediliyor.
Linux’un kendilerine ciddi bir rakip olarak gösterilmesinden son derece rahatsız olan Microsoft Yönetim Kurulu Başkanı Steve Balmer, “Linux diye bir firma bile yok. Yol haritaları yok. Üstelik komünistlerin pek bayıldığı bir sloganı var: Bedava! Bu bir şaka değil, aksine ciddi bir tehdit” diyor. Microsoft’un Linux’a eleştirilerinin tam metnini şirketin sitesinde bulabilirsiniz.
Linux’un SCO ile imtihanı
Öteden beri, lisans sorunu olmadığı için tercih edilebilecek bir ürün olarak tanıtılan Linux, başlangıçta kişisel bilgisayarlarda yaygın kullanılmıyor, sadece sunucu sistemlerde (ana bilgisayarlar) tercih ediliyordu. Windows’a benzer arayüzlere sahip olduktan sonra hızla kişisel kullanımda da tercih edilmeye başlanan Linux, lisanssız bir işletim sistemi olma iddiasını sürdürmekte zorlanacak gibi görünüyor. Teknoloji dünyasının UNIX adlı köklü işletim sisteminin haklarını elinde bulunduran ‘SCO Group’, IBM’i bu sistemin kodlarını Linux’un geliştirilmesinde kullandığı gerekçesiyle dava etti. 1 milyar dolarlık tazminatın sözkonusu olduğu davada SCO, IBM’i UNIX’in detaylarını Linux yazılımcılarına vermekle suçluyor. Dava henüz sonuçlanmamasına rağmen SCO’nun tüm Linux kullanıcılarından bu gerekçeyle lisans bedeli talep etmesi ve bu amaçla Linux kullanan 1350 şirkete ihtarname göndermesi işleri iyice karmaşık hale getirdi. Davanın sonucu merakla beklenirken Linux kullanmayı planlayan kurum ya da kişilerin bu planlarını askıya almalarının sözkonusu olabileceği yorumları yapılıyor.
Milli işletim sistemi hayal mi?
Tüm sorunlarına ve kişisel kullanıcılar için kullanılmaya tam olarak hazır olmamasına rağmen hiç birimiz Microsoft lehine tek kutuplu bir dünyada yaşamayı istemiyoruz. Microsoft’un kendi standartlarını dayatması karşısında ona karşı en güçlü alternatif konumunda olan Linux, biraz sorunlu da olsa ufuk açıcı. Açık kodlu yazılımlar bize milli bir işletim sisteminin kapısını açabilir. Milli bir işletim sistemi hayal gibi görünse de unutmayın ki, her şey önce hayal etmekle başlar!
PENGUEN LOGOSU NASIL ORTAYA ÇIKTI?
1996 yılına kadar Linux’un üç sürümü çıkmıştır fakat yazılımın hala bir logosu/maskotu yoktur. Bunun zamanının geldiğini düşünen Linux geliştiricileri logo önerileri getirirler. Güçlü kuvvetli hayvanlar önerilir önce; kartal, piranha, köpek balığı gibi. Bu yönde kafa yorma faslı devam ederken, Linus’un penguenleri çok sevdiği duyulur ve tartışmalar sona erer. Şimdi herkes penguenli logo tasarımları üzerinde çalışmaktadır. Sonraları Linus’un neden penguenlere bu kadar ilgi duyduğu anlaşılır. Linus, çocukken bir penguen tarafından ısırılmıştır.
(Bu yazı Melih Bayram Dede imzasıyla Eylül 2003 tarihli Eğitimbilim dergisinde yayınlanmıştır.)