IBM, teknolojinin inanılmaz bir hızla tüketildiği günümüzde, giderek artan bilgiişlem gereksinimlerine başarıyla yanıt veren System z anabilgisayarlarının hizmete girmesinin 45. yılını kutlamak amacıyla bir etkinlik düzenledi. Toplantıya IBM Türk Genel Müdürü Eray Yüksek, IBM Türk Sistem Satış Bölüm Müdürü Oral Tuntaş, IBM Sistem z Platform Direktörü Joseph J. Doria Jr ve IBM Küresel Bankacılık İş Geliştirme Yöneticisi David K. Zimmerman katılarak, stratejilerini IBM müşterileriyle paylaştı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan IBM Türk Genel Müdürü Eray Yüksek, “IBM System z anabilgisayarları, müşterilerimizin acil maliyet sorunlarını çözmek için benzersiz bir şekilde konumlanan ve büyümelerine olanak tanıyan bir altyapı sağlıyor. Geleceğin kazananları bilgiyi en akıllıca kullanan, pazarın ihtiyaçlarına en kısa sürede tepki veren ve bunu en güvenilir ve en uygun maliyetle yapanlar olacak. IBM System z’nin sahip olduğu yetenekler ise doğrudan bu gereksinimlere odaklanıyor. 2008 yılında duyurduğumuz ve 1.5 milyar ABD Doları’nın üzerinde yatırım yapılan IBM System z10 için, dünyanın dört bir yanındaki IBM merkezlerinde görev yapan 5.000’den fazla teknik uzman 5 yılı aşkın süreyle çalıştı. Bu yatırım ve çabalar sayesinde, bugüne kadar tasarlanan en gelişmiş anabilgisayar ortaya çıktı. Günümüzde rakipsiz olan System z’nin 45 yıldır müşterilerimize sağladığı katma değeri artırmak amacıyla, anabilgisayar platformuna yaptığımız yatırımları sürdüreceğiz.” dedi.
Bankaların ve diğer finansal hizmet şirketlerinin, System z anabilgisayarlarının yüksek değer sunduğu birincil alan olduğunu belirten IBM Türk Sistem Satış Bölüm Müdürü Oral Tuntaş, “2009’un ilk çeyreğinde, IBM anabilgisayar gelirleri Çin, Hindistan gibi dünya çapında pazarlarda %37 artış gösterdi. Müşterilerimiz, IBM System z anabilgisayarının benzersiz özelliklerini, şirketlerinin farklı gereksinimleri için ideal altyapı olarak görüyor. Bağımsız araştırma şirketi IDC’nin yaptığı araştırmaya göre, IBM’in bu alandaki pazar payı geçtiğimiz 10 yıl içinde %17’den %32’ye çıkarak neredeyse iki katına ulaştı. Bu durum, büyümekte olan pazarlarda müşterilerin bankacılık, perakende ve diğer önemli sektörlerde altyapı oluşturmaya başladığı ve BT sistemlerine yatırım yaptığı anlamına geliyor.” dedi.
Dünyada kritik önem taşıyan verilerin %80’i IBM’in anabilgisayarlarında depolanıyor. Yaygın kullanılan teknoloji konusunda öğrencileri eğitmeyi kendi sorumluluğu olarak gören IBM, bu doğrultuda başlattığı ‘IBM System z Academic Initiative’ eğitim programı kapsamında, 550 okulda 50.000’den fazla öğrenciye eğitim verdi. IBM bu kapsamda, Türkiye’de de Yıldız Teknik Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü öncülüğünde ve Garanti Teknoloji işbirliğiyle, 2008 yılından beri anabilgisayar eğitim programı başlattı.
Dünyadaki cihazların giderek çoğaldığını belirten IBM yetkilileri; 2010’a kadar kişi başına 1 milyar transistör düşeceğini tahmin ediyor. Bu doğrultuda veri miktarının da katlanarak artacağını vurgulayan yetkililer, şirketlerin yığınlarca veriyi çözümleyip, gereksinimlerine uygun olarak karar ve eyleme dönüştürebilmeleri için güçlü sistemlere ihtiyaçları olduğunu belirtiyor. IBM anabilgisayarları, böyle bir sistem için güvenilebilir ve dinamik bir altyapı sağlıyor. System z, kullanıcılara esneklik ve tercih şansı sunarken, günümüzün sürekli değişen ortamında işletmelerin gereksinim duyduğu hareket yeteneğini, otomasyon ve yönetilebilirliği de sağlıyor.
IBM System z hakkında ne biliyoruz?
IBM anabilgisayarlarının dünyadaki en karmaşık ve önemli iş gereksinimlerini desteklemek konusunda uzun bir geçmişe sahip olduğu biliniyor. IBM, bu sistemlerin yeteneklerini iş zekasından kurumsal altyapı ve risk yönetimi çözümlerine kadar, sürekli artan yeni iş yüklerini karşılayacak şekilde genişletmeye devam ediyor. Bu yetenekler, anabilgisayarların çok iyi bilinen sistem yönetimi gücüyle birlikte, üzerinde çalışan Linux ortamını, dağıtık ortamların birleştirilmesi için çok cazip bir seçenek haline getiriyor. Ayrıca, sistemlerin işlemci, bellek ve G/Ç performansı konusunda kapasitesi de gelişmeye devam ediyor. Bunu yaparken, veri merkezi kaynaklarının verimli kullanımına da odaklanılıyor. Her IBM anabilgisayarı, enerji tüketimi konusunda bir öncekinden daha gelişmiş biçimde üretiliyor, örneğin IBM System z10, aynı kapasitedeki diğer platformlardan daha az elektrik kullanıyor. Klasik anabilgisayar hizmet niteliklerindeki ilerleme ve gelişim devam ediyor.
IBM System z, her yönüyle temel bir tasarım noktası olarak ele alınan, çok geniş ve katmanlı bir güvenlik sunuyor. Güvenlik desteği, donanım/sabit yazılımdan uygulama katmanına kadar yüksek oranda bütünleştiriliyor. IBM System z anabilgisayarı, üzerinde kullanılabilen 5.000?den fazla benzersiz uygulamayla, iş uygulamaları için önemli bir kaynak teşkil ediyor. Bu benzersiz uygulamaların yaklaşık 2.500?ü Linux tabanlı çalışıyor. Ayrıca, IBM System z, Java ve XML iş yüklerini çalıştırmaya ayrılmış güçlü ?uzmanlık altyapılarına? da sahip bulunuyor. IBM, eski verileri olan kuruluşlar için ise uygulamaların çalışabilmesini sağlamak üzere EGL (Enterprise Generation Language) üzerinden yazılımlar da sunuyor.
IBM System z Linux ortamı, müşteriler arasında iş yüklerini birleştirme aracı olarak ve Linux uyumlu tasarlanmış kritik önem taşıyan yeni uygulamaları çalıştırmak için kullanılabilen popüler bir araç haline geldi. IBM System z üzerindeki Linux uygulamaları, aynı kutu içinde uçtan uca çözümü mümkün kılmak üzere, z/OS işletim sistemiyle entegre olarak çalışabiliyor. 2008 yılında Linux kapasitesi (MIPS) %77 büyüyerek 1.300?den fazla IBM System z müşterisinin bu ortamdan faydalanması sağlandı. 60.000 adet x86 çekirdeğine eşdeğer yeni kapasite, çok önemli bir kullanım ve büyüme düzeyini gösteriyor. IBM System z Linux ortamı gelişmeye ve yaygınlaşmaya devam edecek.
IBM System z10 Enterprise Class (büyük boy) anabilgisayarı, %85 daha az yer gereksinimi ve %85?e kadar daha az enerji maliyetiyle, yaklaşık 1.500 adet x86 sunucusuna eşdeğer kapasitededir. Bir IBM System z10 Business Class (küçük boy) anabilgisayarı ise, %83 daha az yer gereksinimi ve %93’e kadar daha az enerji maliyetiyle 232 adet x86 sunucusuna eşdeğer kapasite sunuyor. Bu kapasiteler göz önünde bulundurulduğunda, IBM System z dağıtık iş yükünün birleştirilmesi için ideal bir platform oluşturuyor. Bu konsolidasyon, veri merkezi karmaşıklığını ve sistem yönetimi gereksinimlerini önemli ölçüde azaltıyor, uygulama ortamı için daha fazla kullanılabilirlik, güvenlik ve ölçeklenebilirlik sağlıyor. IBM System z ile gelecekteki büyümenin oldukça uygun maliyetli bir biçimde, aynı fiziksel alanla sağlanabilmesinin avantajlarından yararlanılıyor. IBM System z?nin güvenilirliği, kolayca ölçeklenebilen, desteklenen uygulama ortamlarının çeşitliliği ile ?cloud computing? gibi yeni iş modellerini destekleyen uygulama ortamları için ideal platformu oluşturuyor.