Shadow

Dijital çağ medyayı nasıl etkileyecek?

Oracle’ın ‘Dijital Çağdan Faydalanmak’ adlı araştırması, gelecekte (hatta günümüzde) iş yapış biçiminin nasıl değiştiğini, internetin gölgesinde medyanın durumunu ve geçirmek zorunda olduğu değişimi masaya yatırıyor.

İngiliz trend danışmanlığı şirketi The Future Laboratory ile işbirliği yaparak, iletişim ve medya şirketlerinin gelecekte karşılaşacakları zorlukları ve dijital dünyanın tüketici davranışlarını nasıl değiştireceğini araştıran Oracle, ‘Capitalising on the Digital Age’ (Dijital Çağdan Faydalanmak) adlı araştırmasının sonuçlarını duyurdu. The Future Laboratory’nin araştırmasını, aralarında Buyology’nin yazarı Martin Lindstrom, BBC Radio 1 Interactive’den Hugh Garry ve Oxford Üniversitesi’nin İnsanlığın Geleceği Enstitüsü’nden (Future of Humanity Institute) Anders Sandberg’in de yer aldığı dünyanın önde gelen uzmanları değerlendirdi. Uzmanlara göre, önümüzdeki 5 -10 yıl içinde tüketicilerin medya kullanımında büyük değişiklikler yaşanacak.

İŞTE ARAŞTIRMANIN CAN ALICI NOKTALARI:

  • Dijital olarak büyütülmüş gerçeklik: Video gözlükler ve ardından kontak lensler, üç boyutlu ve sanal deneyimle günlük hayatı dijital olarak geliştirecekler.
  • Bağlamsal markalama: Tahmine dayalı yazılımlar ve coğrafi bilgi sistemleri, markaların bağlamsal markalama (contextual branding) yoluyla tüketicilerin isteklerini hedefleyebilmelerine izin verecek. Bugünün reklamcılık format ve modelleri ise gittikçe gereksiz hale gelecek.
  • Supertising: Çoklu ekranların ev halkının farklı üyelerinin aynı anda farklı içerikleri izlemesine izin vermesi sayesinde, reklam profilleri de şahıslara göre biçimlendirilecek.
  • Duygusal profil çıkarma: Duygusal bağlılık ve ilişki derinliği, medyada geçerli birim olarak yerini alacak.
  • Satılık mahremiyet: Tüketiciler, onlara özel hazırlanmış, insanı içine çeken bir eğlence dünyası sunmak isteyen şirketler için kişisel verilerinin ne kadar önemli olduğunu anlayacaklar.
  • Crowd-charging: Halihazırda pazarlama ve geliştirme alanlarında kullanılmakta olan crowd-sourcing (kitlesel işbirliği) yöntemi, şirketlerin yaratıcı sürece katılma ayrıcalığından yararlanan katılımcılardan ücret talep etmeleri sayesinde gelir modellerini de değiştirecek.
  • Öneri kültürü: Dijital gelecek, belirli bir TV kanalını dikkate almak anlamına gelmiyor. Gelecekte seçenek bolluğu arasında gezinmenize izin veren, neyi tüketmeniz, izlemeniz, takip etmeniz gerektiğini öneren bir servis kullanılacak.

Geleceğe nasıl hazırlanmalı?

  • Müşteri güvenini sağlamak ve sürdürmek: Rekabette farklılaşma ve daha kârlı ilişkiler elde etmede anahtar bir rol üstlenen ‘güven’, bir markanın sahip olduğu en önemli nitelik olacak.
  • Tavsiyeci olmak: Bir seçenekler denizinde dolaşmaya başlayan tüketicilerin yöneldikleri şirketler, kârlılık açısından iyi bir konuma ulaşacaklar.
  • Yeni gelir modellerine hazırlanmak: Şirketler, ek hizmetler, kişiselleştirme ve özelleştirme değerleri üzerine odaklanacaklar.
  • Daha akıllı faturalama sistemleri kurmak: İletişim ve medya şirketlerinin, değişen gelir modellerine uymaları ve üçüncü parti iş ortaklıkları için mikro ödemeler ve gelir paylaşım modelleri sunmaları gerekecek.
  • Müşteri verilerinin kullanımı: Müşteriler hakkında daha fazla şey bilme olanağı sayesinde (bu bilgiler arasında, nerede, ne kadar para harcadığı, hangi içerik veya uygulamaları indirdiği gibi bilgiler de var) iletişim ve medya şirketleri, şahıslara özel sanal deneyimler sağlama konusunda doğal bir avantaja sahipler.
  • Orkestranın şefi olmak: Dijital medya, uzun vadede uzmanlaşmış kurumlar arasında gerçekleşen ittifaklarla şekilleniyor olacak. Şirketler, sorunsuz bir dijital deneyim sunan iş ortaklığı alanında, konumları için birbirleriyle yarıştıklarından, orkestranın şefliğine merkez alanla meşgul olan şirket gelecek.
  • Etkili ve yenilikçi bir güvenlik: Kolay ve sorunsuz bir kullanıcı deneyiminin olduğu dijital işlemler dünyasında karşılaşılacak asıl zorluk ise hangi kanal seçilirse seçilsin etkili bir güvenlik sağlamakta yaşanacak.

Ücretli içeriğe geçiş gündemde

Oracle’ın Kıdemli Pazarlama Direktörü Gordon Rawling, araştırmayı şöyle değerlendirdi: ‘Medya, kamunun dijital yaşam biçimi tarafından ortaya konan çeşitli zorluklarla uğraşıyor. Düşen reklam gelirleri ise yeni teknolojilerin nasıl kullanılacağı, yeni seyircilerin nasıl çekileceği ve tüketicilerin dijital içerik için para ödemeye nasıl teşvik edileceği gibi soruların cevaplarının bulunmasını acil hale getirdi. Bu araştırma, iletişim ve medya şirketlerinin bu ortamda büyümek için atmaları gerekli adımları aydınlatıyor. Bu adımlar arasında izleyicilerle daha samimi bağlar kurmanın yanında, sistemlerini bu yeni dağıtım ve gelir modellerini kullanmaya hazır hale getirmek de bulunuyor.’ dedi. Nomura International’de analist olan Richard Windsor ise, ‘Telekom ve medya şirketlerinin sahip oldukları avantajları bu yeni dünyada gelire dönüştürebilmeleri için bugünden kendilerini geliştirmeye başlaması gerekiyor.’ diyor.

Değişime içten bağlılık şart

Kopenhag Enstitüsü’nde Gelecek Araştırmaları alanında Araştırma Direktörü olarak görev yapan Carsten Beck, ise fikirlerini şöyle ifade etti: ‘Sektörün üstesinden gelmesi gereken problem, yöneticilerin çoğunlukla kendi bildikleri ve onlara tanıdık gelen konulara bağlı kalıyor olmaları. Değişime içtenlikle bağlı kalmaya hazır olan kurumlarla birlikte, iş modelleri de esnek olmalı.’ Cass Bussiness School’dan Gianvito Lanzolla konu hakkında şunları söyledi: ‘İşin özü, hiçbir şirketin kendi başına kazanması mümkün olmayacak. Şirketlerin, iştah kabartan bu potansiyel gelirin tamamını elde edebilmek için bir orkestra gibi düzenli olmaları gerekecek. Burada amaç, en yüksek kârı elde edecek ateş gücünü kuruyor olmak.’

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir