Shadow

Cep telefonlarının zararları hep örtülmeye çalışılıyor

Cep telefonlarının sağlığa etkileri sürekli gündemde olan bir konu. Öyle ki, bilim adamları bile bu konuda bir uzlaşıya sahip değil. Bir bölüm, cep telefonunun sağlığa zararlı olduğunu savunurken, bir bölüm de cep telefonlarının sağlığa etkileri olduğunu, ancak bunların abartıldığını, toplumda endişe yaratılmasına neden olunduğunu savunuyor.

Bugün ajanslara düşen bir haber yine Türkiye’deki tarafların birbirlerine olan beyanatlarını tetikleyecek gibi gözüküyor. Haberde, 19 Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Histoloji ve Embriyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Kaplan, cep telefonundan yayılan elektromanyetik alana maruz kalmanın, beynin öğrenme ve bellekle ilgili yeri olan ‘hipokampus’ bölgesinde, önemli derecede sinir hücresi kaybına neden olduğunu söylüyor.

Sadece belli bir tarafın görüşünü dile getirmekle de kalmıyor, karşı cephedekilere de eleştiriler getiriyor Kaplan; cep telefonunun son yıllara kadar kamuoyunda zararsız bir cihaz olarak gösterildiğini, hatta insan sağlığına zararının ‘turşunun veya kahvenin’ verdiği zararla eş değer tutulduğunu belirterek, cep telefonlarının zararlarının hep örtülmeye çalışıldığını savunuyor.

Hatırlayacaksınız, Dünya Sağlık Örgütü’nün Uluslararası Kanser Araştırmaları Dairesi, cep telefonlarının kanserojen olabileceği sonucuna varmıştı. Daire, cep telefonlarının büyük olasılıkla ‘kanserojen’ olarak sıfınlandırılması gerektiğini bildirmiş ve cep telefonları tarım ilacı DDT, egzoz ve kahveyle aynı kategoriye koymuştu. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, cep telefonu 2B sınıfı kanserojen. 2B’de kahve, egzos gazı ve turşu da bulunuyor. Ancak 2B’de kahve, egzos gazı ve turşu bulunması, bu riske gülüp geçmemizi gerektirmiyor.