CeBIT Bilişim Eurasia Fuarı, bugün açıldı. Fuarın açıldığı gün, ben ise başka bir fuar için Cenevre’deyim. Uluslararası Telekomünikasyon Birliği (ITU) tarafından düzenlenen ITU Telecom World 2009’da, Türk Telekom’un davetlisi olarak bulunuyorum.
Buradaki izlenimlerimi ayrıca aktaracağım. Ancak bugün açılışı Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından yapılan, CeBIT Bilişim Eurasia Fuarı’yla ilgili bir kaç şey söylemek gerekiyor.
CeBIT Bilişim Eurasia’ya yıllardır pek çok şirket, farklı nedenlerle katılmıyor. Kimi fuarı verimsiz buluyor, geri dönüş alamadığını düşünüyor, kimi de bir iş buluşmasından çok kuru kalabalığın hakim olduğuna dikkat çekiyor.
Bu tür eleştirilerle gündeme gelen CeBIT Bilişim Eurasia açısından durum bu yıl daha da vahim. Bu yıl fuara katılmayan şirketlerin sayısı daha da arttı. Daha önce Türk Telekom’un fuara katılmayacağını, şirketin CEO’su Paul Doany’nin ağzından size aktarmıştım.
Türk Telekom CEO’su, “Bir haftalık bir şova katılmaktansa, 12 ay kendi şovumuzu yapmak istiyoruz.” demiş ve Bağdat Caddesi’de showroom açacaklarını söylemişti. Fuarın açılışı yaklaşana kadar fuara katılmayacak şirketler netleşti ve tablo ortaya çıktı. CeBIT Bilişim Eurasia’nın önemli aktörlerinden olan Turkcell de bu yıl fuara katılmamayı seçti. Ancak Turkcell, kaçak güreşerek, katılmadığı fuarın ‘Bilişim Zirvesi’ne ‘ana sponsor’ oldu.
Bugünse dev şirketlerin uzaklaşmaya başladığı fuarın açılışında, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın, fuara katılmayan şirketlere eleştirisi gündeme damgasını vurdu. “O şirketler olmadan da fuar oluyormuş” mealinde sözler sarfeden Yıldırım’ın, ticari bir tercih olan bu durumu, eleştirmesi şık olmadı.
Bir fuara katılmak, şirketlerin kendi tercihleridir. Hiçbir şirket, fuara katılmak zorunda değil. Katılmadığı için, o şirketleri eleştirmek ve ticari bir organizasyon olan fuarın sözcülüğünü yapmak da bakanın işi değil.
Yıllarca fuara devletin destek vermediğini yazıp çizerken, şimdi üst düzey devlet desteği var. Fuarın açılışını Cumhurbaşkanı Gül yaptı. Ulaştırma Bakanı da misyonu gereği fuarda. Ancak bu kez de güçlü şirketlerin fuardan kaçışına şahit oluyoruz.
Günümüzde, internetle birlikte tüm ürün ve hizmetlere, fuarları beklemeden ulaşmak, bilgi almak mümkün. Bunun bir sonucu olarak şirketler de daha seri satışa geçmenin arzusuyla olmalı, yeni ürün ve hizmetlerini sergilemek veya pazarlamak için fuarları beklemiyor.
Ancak yine de, birebir iletişimin, sosyalleşmenin, işbirliğinin, yeni işbirlikleri ve ortaklıklar kurmanın yeri olarak hala fuarlar önemli bir işlev görüyor. Burada sadece şirketlerin tercihleri farklılaşıyor. Bazı şirketler, fuarlara katılmanın çok da gerekli olmadığını düşünürken, bazı şirketler, hala fuarlarda büyük iş fırsatları yakaladığını düşünüyor.
Bırakalım şirketler, fuarlara katılıp katılmama tercihlerini kendileri yapsın!